31 Mart 2024… Ülkemiz tarihinde ilk kez AKP girdiği seçimlerde birinci parti çıkamadı.
Her vaadi seçimden sonraya bırakmanın vadesi dolmuştu belli ki…
Enflasyonla mücadelenin inandırıcılığı kalmamıştı.
Emekli, iktidarı emekli edeceğinin mesajını vermişti!
‘Vatan elden gidiyor, teröristler gelecek’ propagandası(!) tutmamıştı!
Vatandaş mührün kendisinde olduğunu hatırlatmıştı!
Sayılan para görüntüleri, oyları bölme baskıları, ‘anketle algı yapıyorlar’ lafları vatandaşın mutfağından dönmüştü!
Kibir kuleleri, kira fiyatlarına yenilmişti!
Sınırlarını mültecilere açanlar, vatandaşın gözünde sınırını aşmıştı!
Halktan kopanlar; ekonomik kopmaya, sosyolojik ayrışmaya yenilmişti!
Vatandaşa bankalar eliyle kredi verenlerin vatandaşta kredisi bitmişti!
Neticede CHP, 1977'den beri ilk kez birinci parti olmuştu. Özgür Özel de mesajı almıştı. Yaptığı konuşmada: “CHP demokratların limanı haline gelmiştir. Sosyal demokratların yanında, milliyetçi demokratlar ve muhafazakar demokratlar CHP'ye bir şans verdi.” diyordu. Bu seçmeni henüz CHP'li olarak görmediğini kendilerine bir şans verildiğini ve bu şansı hem belediyecilikte hem de tevazuda İyi değerlendireceklerini de ekliyordu.
Başarır mı? Bilinmez.
Sıkı takipçilerimiz bilirler. Kılıçdaroğlu'nun kongreyi kaybedeceğini daha seçim yarışı olurken söylemiştik. Çünkü Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı iş başında tutma vazifesini yerine getirmişti. Ancak mecliste çoğunluk olup ‘AKP'yi kitleme’ görevini ifa edememişti. Cezası da kesilmişti.
25 yıl önce ‘İslamcı siyaset’ üzerine kurulan proje, nesillerin ve anlayışların değişmesiyle şimdi solculuk üzerine yapılıyor, Türkiye ‘ılımlı sol’un iktidarına hazırlanıyordu. Ekrem İmamoğlu, Erdoğan'la benzer siyasi kariyeriyle aslında aynı merkezden ‘yürütülüyordu’. 2028'de aday mı? Aday. Ama bunu söylerken genel seçim sonrası yazımızda söylediğimiz üzere, erken seçim olacağı kanaatimizin de arkasındayız. Ne demiştik? En az 1, en fazla 2-3 yıl içerisinde devalüasyon ve erken seçim…
Neyse..
DEM’li CHP tuttu. Ama vatandaşa vız geldi tırıs gitti! Çünkü tencere can yakıyordu. Öte yandan DEM ideolojisi, yani ayrılıkçı, örgütçü, özerklikçi, sapkın ideoloji; solun içinde gitgide eriyor, yeni devlet isterken Türk devlet Aklının müdahalesi ile solculaşıyordu. Kemalizm'e veya kendine Kemalist diyenlere razı ediliyordu. Türk devlet Aklı,PKK'nın siyasi kanadını, radikal örgütçü ve bölücü anlayışından sola kaydırıyordu. Bunu yaparken de ruhlarına bile duyurmadan, sessiz sedasız, kırpar gibi yapıyordu. Fazla değil, bir nesil sonra bu ülkede Kürt devleti isteyen partinin esamesi okunmaz, solcu olur çıkarlar! İşte devlet Aklı diye buna derim ben!
Selahattin Demirtaş'ın yazdığı mektup, DEM’e ulaştırılmıyor, daha sonra Demirtaş’ın avukatı bu mektubun hiç var olmadığından bahsediyordu. Yani İmralı’yla DEM’in arası açılıyor, DEM seçmeni, İmralı’dan koparılmaya çalışılıyordu.
Neticede ne oldu? DEM seçmeni CHP dedi! Hem de İmralı’ya rağmen! Aynı seçmen yarın devlet bölücülüğünden de vazgeçip sola razı gelirse şaşırmayın derim.
Gelelim Refah’a… Türkiye'nin en büyük 3. Partisi, Yeniden Refah Partisi oldu 31 Mart'ta! Seçime Erbakan’ca, tek başına girince oluyormuş demek ki!
Genel seçimde de anlatmaya çalıştık. Rahmetli Erbakan hoca yaşasaydı; söylenenlerin aksine ne Cumhur ne de millet ittifakında olurdu. Çünkü o yaşarken hep ‘üçüncü yol’ derdi. Hatırlayın; ‘ne sağdayız, ne soldayız, hak yoldayız,hak yoldayız!..’ ezgilerini. ‘herhangi bir yerde iki milli görüşçü kalsa biri aday olur, diğeri de ona oy verir’ sözlerini! ‘AKP ile CHP arasında ne fark var!’ dediğini!
Neticede oğul Erbakan, genel seçimlerde milletin hayrına sunduğu 30 maddenin birini bile gerçekleştirmeyen AKP'ye karşın Cumhur ittifakı’ndan ayrılmış, ve bütün iftira ve karalamalara rağmen Erbakan'ca bir duruşla ve gerçek milli görüş temsili ile tek başına Yeniden Refah Partisi, %7'ye yakın oy ve 69 belediye ile rekor kırmıştı.
Fatih Erbakan, en yakın seçimde cumhurbaşkanı adayı mıdır? Evet. Nereye gelir? Kazanır mı? Ya da kim kazanır? Başka bir yazıda konuşuruz.
Ve son olarak iyi parti!
Pek de iyi olmamıştı onlar için 31 Mart!
Seçimin kaybedeni MHP ve iyi parti şüphesiz.
İyi parti adına söylüyorum: Seçime tek başına giren herkes başaramıyormuş demek ki!
6'lı masadan kalkıp masanın Erdoğan'a çalıştığını ifşa ve ima edip masaya dönen Akşener, 31 Mart sonrası olağanüstü kongre kararı alır tabii!
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
Altılı masadan kalktığınızda söyledikleriniz millette karşılık bulmuşken niye o masaya geri döndünüz?
Üstüne bir de ülkücülük iddianızdan vazgeçip ‘Merkez sağız’ dediniz ve kadrolarınızı da ona göre dizayn ettiniz.
Neticede işte size 31 Mart 2024 yerel seçiminde yok olmaya koşan bir iyi parti!
Olağanüstü kongrede ne mi olur? Yavuz Ağıralioğlu parti kurma çalışmalarını durdurdu. İyi parti’yi seyrediyor! Yani Yavuz bey, ev sahibini bastırabilir!
31 Mart yerel seçimleri sonrası Sinan Oğan'dan gelen yeni parti kurma sinyalleri de iyi Parti'ye yönelir mi? Yönelebilir..